30 Eylül 2013 Pazartesi

Demokratikleşme Paketi

Dersteydim, telefon çaldı, lise ve üniversiteden bir arkadaşım arıyordu. Meşgule mi alsam diye düşündüm bir an zira dersteydim. Ama araması için ilginç bir zamandı, önemli galiba deyip açtım. Arkadaş BEN DE DERSTEYİM deyince iyice şaşırdım. Derste niye telefon açsın ki? Demek ki çok önemli bir şey oldu!

Evet çok önemli bir şey olmuş, onu müjdelemek için aramış arkadaşım. "Başörtüsü yasağı kalktı" dedi. Seninle paylaşmak istedim. Sevinçler paylaşıldıkça çoğalır hesabı...

Sevindim elbet ama buruk olanından... Biz kaynadık arada dedim yine elimde olmadan. Benzer duyguları hissetmiştim KATSAYI PROBLEMİNİN ÇÖZÜLDÜĞÜNÜ DUYUNCA da. Dagha önce şöyle yazmıştım:

"Bu sabah radyoda duydum, katsayı sorunu kalkmış…….. “ÇOK ŞÜKÜR” dedim ilk duyduğumda, binlerce şükür.. Ama doyasıya sevinemedim. BURUK SEVİNÇ denilen bu olsa gerek… Bunu da bu gün öğrendim yaşayarak….

ÇOK GEÇ KALMIŞ BİR HABER bu benim için… Hem de çok!

( Lise arkadaşım Zülfiye ile ( ve diğerleriyle) çok bekledik bu haberi... Keşke şimdi onu arayıp müjdeyi versem... Ama ne değişir ki??? İkimizde üniversiteyi bitirdik, iş güç sahibi olduk, evlendik, çoluk çocuğa karıştık... Diyorum ya GEÇ KALMIŞ HABER diye...)

Ben lisede 3 sene boyunca bekledim bu haberi ama olmadı işte…

Tamam bunlar kaderdir, razıyızdır da…. Bunlar aynı zamanda ZULÜMdür, ADALETSİZLİKtir, KUL HAKKI YEMEKtir, insanların HAYATLARIYLA OYNAMAKtır!"

Yine de... Bu günleri gösteren Allah'a hamd olsun... Dünya hayatı kendisine yetersiz gelen, ahirete talip olanlara da selam olsun...

13 Ağustos 2013 Salı

TEZ TEZ TEZ

Tez yazmanın neee kadar zor olduğunu söylememe gerek var mı? Hayatımda en çok ÖSS ye çalışmıştım... Ta ki YÜKSEK LİSANS TEZİni yazana kadar... Şimdi daha beteri DOKTORA... Öyle uuuzuun bir süreç ki.. yıllarla ifade ediyorum... ve önümde hala uzun yollar.... biten enerji, motivasyon da cabası....... Rabbim yardım et! Her an aklımda!!! Oynatmaya az kaldı doktorum nerde??? Gerçekten arada profesyonel yardım alsam mı ki diye düşünüyorum... o derece... Başka ne iş yapsam SUÇLULUK duyuyorum... al işte arefe ve bayramda hiç elimi sürmedim... Neyse ben gidiyorum. Az laf, çok tez! Sabır Sabır Ya Sabır!

14 Mart 2013 Perşembe

PUL Macerası....

Bu gün kaderin cilvesiyle Ulus'ta buldum kendimi... Uzun süredir gitmek istediğim o kocaman PTT'ye gittim hemen. Giriş kattaki gişeden pul almak istediğimi söyledim. Memur hanıma "İnternette çok güzel pullar gördüğümü, onları nereden bulabileceğimi,farklı pullar istediğimi" söyledim.

Hanımın cevabı BİLMİYORUM, BİZDE BUNLAR VAR oldu. Ben daha da üsteleyerek "Burası PTTnin merkezi değil mi? Burada yoksa ben nerden alacağım? Bizim mahalledeki PTTlerde hiç olmuyor." dedim. Memure hanım " Buranın diğer PTTlerden farkı yok, sadece alanı büyük!" dedi....



Tövbeeee.... PTT yetkililerine duyrulur, şikayet edilir bu konuşma....
Ben de 20 adet pul aldım, 20,20 tl ödedim. Hepsi aynı, basit bir pul!

Sonra PTTnin ücretsiz kartlarının olduğu standa gidip kart istedim, aldım. Onlar da güzel! Yeni yıl ve sevgililer günü temalı. Orada değişik pullar gördüm BUNLAR SATILIYOR MU? dedim. Adam, üst katta FİLATELİ de satıldığını söyledi. Çıktım üst kata, cennete düştüm sanki!!!! Harika pullar, zarflar... Sağolsun memure hanım da ilgilendi, zaten tek müşteriydim!

Aynı fiyata harika pullar! Ülkemizin yurt dışındaki reklamı açısından süper. Kendimi kültür elçisi hissettim yine!



Atladım tabi BUNU DA ALCAM, BUNU DA ALCAM diye... Ama aklıma elimdeki 20 tane saçma sapan pul geldi! Bir umutla onları değiştirmeye aşağı indim, tabi MEMUR HANIM KABUL ETMEDİ!!! Ama siz bana burada satılmadığını söylediniz dedim. BURADA SATILMIYOR Kİ ÜST KATTA SATILIYOR DEDİ!!! ÇILDIRRRR!!!! Müdüre şikayet etmek geldi aklıma.... Boşveeer dedim....

Neyse yukarıdan da aldım bir o kadar pul... Ama aklım hala pullarda kaldı!!!

Evet yanlış görmediniz, buradaki pulları aldım! Emin olun gerçekleri çok daha şahane!! Yaldızlı, kabartmalı falan! Ülkemize layık!

O uyduruk pulları ne mi yaptım? Her karta bir uyduruk pul, bir karizmatik pul yapıştırıyorum :)). Zaten tanesi 1.10 tl, iki pul gerekiyor. Bu akşam 4 kart yazıyorum...

NOT: Filateli koleksiyon amaçlı olduğundan, pullar seri olarak satılıyor. Tek alamıyorsunuz. Ben de fiyatı yurtdışı kartına uygun olanları aldım, yoksa daha seçenek çook!

Bir yıllık pulumu aldım! Biraz sinirli olmakla beraber çok mutluyum!

Biri: KARADENİZ YEMEKLERİ, karalahana sarması, hamsi tava, mıhlama, turşu kavurma!
Diğeri: PTTnin 150. yılı anısına, osmanlı tarzı, otantik pullar.
Bir de: SALTANAT KAYIĞI seti aldım.

9 Mart 2013 Cumartesi

Postcrossing ve Müslüman Kimliğim

Postcrossing' devam! Bazen PTT sinirimi bozsa da yapacak bir şey yok... Geçen kayınpederim yolladı 3 tl almışlar bir karta! Adamlara işlerini bizim mi öğretmemiz gerekiyor?? neyse... Konumuz bu değil.

( Çok beğerek aldığım ve en çok favori olan kartım)


Şimdi bu organizasyon çok hoş ama ben kendimce şöyle düşünüyorum. " bu kartların temini, yazımı, postalanması için oldukça emek veriyorum. Tabi bir de para veriyorum. Öyleyse bunu daha anlamlı kılmalıyım. Yani sadece laylaylom modunda olmamalı. Bir Müslüman her daim ortam uygun oldukça tebliğ yapmalı."

Tabi küçücük kartla insanların din değiştirmesini beklemiyorum. Sadece bir soru işareti oluşturmak, belki bir ışık yakmak istiyorum o kadar. Ne mi yapıyorum?

Mesela ilk bebeğine hamile bir arkadaşa, kendi hamileliğimde Allah'ın yaratışına ne kadar hayran kaldığımı anlattım... O da cevap olarak "Allah'a şükrettiğini" yazdı.

ABD'li bir yaşlı teyzeye, kültürümüzde büyüklere saygıyı, kayınvalideme ANNE dediğimi anlattım. O da cevap olarak " Amerika'nın bu yönden çok eksik olduğunu" yazdı.

Bunun gibi ihtiyaca binaen, lafın arasında bir şeyler işte... Veya da iyi dilekler dilerken "Allah'a dua etmesini, ona sığınmasını" dilemek gibi...

Bazen de İLKDER diye bir vakıf var. Onun kartlarını temin ettim, onlardan yolluyorum.



1. Kart: Gazze'de her çadıra bir keçi projesi. İnsanların o keçilerin sütü ile karnını doyurabilmesi için...

2. Kart: Gana'da su kuyusu açma...



3. kart: Gazze'de İsrail tarafından tahrip edilmiş bölgenin ağaçlandırılması...

Tabi bunları ayrıntılı şekilde anlatıyorum kartta, buraya kısa yazdım.

Bir gün bir SİYONİST ile karşılaşır mıyım bilemiyorum ama şimdilik olumsuz bir dönüt almadım :)

İşte böyle... Madem ki emek harcıyorum, biraz da manevî tatmin sağlasın istedim...

2 Şubat 2013 Cumartesi

Mükemmel Kadın Olmak?

Şimdi yazacaklarımın içeriğine benzer bir yazı okumuştum daha önce nette. Şimdi bulamadım da neyse...

Günümüz yaşamı bize MÜKEMMEL KADIN olmayı dayatıyor gerçekten! Biz de kapılmışız akıntıya gidiyoruz... PÜÜVV...

Ev temiz olacak ki ne temiz! Deterjan reklamlarındaki gibi daima lavabo par- la- ya- cak! Evin dekorasyonu uyumlu olacak! Kocan - çocuğun temiz ve ütülü giyinecek! Yemek yapılacak! Eş dost misafir edilip, abartılı hazırlıklar yapılacak!

Kayınvalideye gelinlik, ana- babaya evlatlık, devlete memurluk, kocaya karılık, okula öğrencilik, yan dairede oturana komşuluk, çocuğa analık yapılacak! CAK CAK CAK...

İyi de pardon bunları 1 ( yazı ile BİR) kişi mi yapacak? Bu kadarla kalsa neyse, facebook'a girilecek, gmail, hotmail, mynet mail, yahoomail kontrol edilecek, twitter a göz atılacak, haber sitesine bakılacak, vb. vb. vb. haa bir de bu blog var tabi!

Bunlar da benim dertsiz başıma aldığım dertler... Tez yazılacak, çocuğun altı değiştirilecek, karnı doyurulacak... Leyla ile Mecnun izlenecek... Postcrossing yollanılacak...spora gidilecek..



Burada yazamadığım daha niceleri... Demek istediğim şudur ki: Niye çocuğum hep temiz giyinmek zorunda? Adı üzerinde bebe daha, hem de Angara bebesi :). Bazen evden çıkarken alıyor beni bir telaş " AA ÇOCUĞUN ÜSTÜ KİRLİ; HEMEN DEĞİŞTİRELİM!", eşimin cevabı " YOLDA GELİRKEN OLDU." deriz :))

Misafir gelince dellendiğim için ben, eşim " MİSAFİR FALAN ÇAĞIRMA. STRESE GİRİYORSUN; BENİ DE MAHVEDİYORSUN..."

Vek hasıl-ı kelam: biraz salmak lazım, biraz da sallamak... ne demiş atalar " Adım hıdır, elimden gelen budur". Demiyoruz işte biz öyle, YAPACAM, EDECEM modundayız sürekli... HER YERE YETİŞECEĞİZ, DÜNYAYI KURTARACAĞIZ falan...

"Çocuk da yaparım, kariyer de" diye yediler beynimizi. Biz yırtınırken, erkekler genelde uyumayı tercih etti... Kadın hırs yaptı, geceyi gündüze kattı, çocuk da yaptı kariyer de... Eee sonra n'oldu? Başı göğe mi erdi? Erkenden yaşlandı, depresyona girdi, hayattan bir lezzet alamadı...

İşte bu resimlerle kandırdılar bizi... Hem işte çalıştırdılar, hem evde... Etimizden, sütümüzden, yünümüzden faydalandılar...


Hayır ben kendimi anlamıyorum, KARŞIDAN YÜKLENENLER klasörünün yarısı AKADEMİK MAKALE, TEZ diğer yarısı KEÇE BROŞ, CUPCAKEli MASA ÖRTÜSÜ vb. Kişilik bozukluğu var galiba bende :)

Çok dallı budaklı bir yazı oldu. Bunların her biri hakkında sayfalarca yazabilirim...

ANA FİKİR: Kendini çok kasmayacaksın, mükemmel olmayacaksın, bazı şeyleri de ahirete bırakmak lazım, hırs yap yap nereye kadar hacı? Azıcık tevekkül...

5 Ocak 2013 Cumartesi

Bir kitap, Bir ülke


Hiç yazmamaktansa az da olsa yazmak en iyisi. Yoksa bu blog kapanır gider...

Okudum kitap Pınar yayınlarından Mazlum-Der ve İHH gibi kuruluşlarla tabir-i caizse dünya turuna çıkan evli barklı, çoluk çocuklu bir hanımın( Demet Tezcan) gezi notları : Yola Düşünce


Uzun ve devrik cümleleri bazen ikinci kez okumak zorunda kalsam da güzel bir kitap. Birinci ağızdan oraları dinlemek... İçimde hep bir uhtedir böyle aktivist olup diyar diyar gezmek! Belki de o yüzden beğendim bu kitabı.

İçinde pek çok ülke ve şehir hikayesi barındıran kitapta şimdilik en çok etkilendiğim CİBUTİ adlı ülke.

Adını ilk defa duyduğum bu ülke Afrika'da, güya bağımsız yani tam bir Fransız sömürgesi. Ayrıca 11 Eylül sonrası ABD en büyük askeri üslerinden birini oraya kurmuş. Halk ise yoksulun en yoksulu.......

CİBUTİ halkı ise çaresizce kabullenmiş durumu, hiç bir eleştiri faaliyeti yokmuş... Ne acı! Çokça düşünülmesi ve çalışılması gereken bir konu, bütün Müslümanlar için!