19 Mart 2012 Pazartesi

İhmal Edilen Farz: “Emr-i bil Ma’ruf Nehy-i anil Münker”


İhmal edilen hatta TERKEDİLEN FARZ! Emri bil maruf yani İYİLİĞİ EMRETMEK! Nehyi anil münker yani KÖTÜLÜĞÜ YASAKLAMAK, KÖTÜLÜKTEN ALIKOYMAK!

Hemen hepimiz KENDİMİZE MÜSLÜMANIZ ne yazık ki! Bu tabi bana ait. Sadece namaz kılıp oruç tutan, başını örtüp, ,içki içmeyen tipler bunlar… Yani kendi hayatında temel ibadetleri yapar ama en yakınındakileri hiç UMURSAMAZ! Kocası, çocuğu, kardeşi İslama uygun yaşamaz bu kişiler ise hiç tınlamaz! Senin dinin sana, benim dinim bana modundadırlar, ha bir de klişe söz vardır DİNDE ZORLAMA YOKTUR! İşte bunlara ben KENDİNE MÜSLÜMAN diyorum.

Peki ne oldu “Emri bil maruf, Nehyi anil münker” e? O da aynı NAMAZ GİBİ FARZ DEĞİL Mİ? Niye uyar mıyorsun gözünün önünde ateşe koşan yakınlarını? Allah seni bundan dolayı da hesaba çekmeyecek mi? Yarın mahşer günü hesaplar ortaya dökülünce o tanıdıkların seni suçlamayacak mı BENİ HİÇ İKAZ ETMEDİ diye? İşte bu yüzdendir ki ayete kıyamet tasvir edilirken ANNE EVLADINDAN KAÇACAK deniyor. Çünkü evlat davacı olacak bana dinimi öğretmedi diye………..

Hadiste ne deniliyor HEPİNİZ ÇOBANSINIZ. Yani çoban nasıl koyunlardan sorumluysa siz de elinizin altındakilerden sorumlusunuz. Kim elimizin altındakiler? Eşin, çocuğun, kardeşin… Kime nazın geçiyorsa onlar belki arkadaşın belki de komşun!

Çok hoşgörülüyüz cümleten maşallah! Maddi çıkarlarımız söz konusu olunca şahin kesiliriz ama dinde pek bir hoşgörülüyüz!!! TV’de dinimizin tüm haramları bize allanıp pullanıp sunulur ve biz kuzu kuzu izleriz………..

Kafamdakiler çok, bu yazı daha çoook uzar… Ama kısa keseceğim şimdilik.

NOT: Alimler ittifak etmişlerdir ki DİNDE ZORLAMA YOKTUR sözü Müslüman olup, olmamak konusunda zorlama yoktur manasındadır. Eğer ki Müslüman olduysa bir insan, İslamın kurallarına uymak zorundadır. Nasıl ki ilkokula giden çocuk forma giyer, ders giriş çıkış saatlerine riayet eder. BEN BU KURALA UYMAM diyemez! Madem ki okula kayıt oldu, kurala uymalıdır. Madem ki lafa geldi mi ELHAMDÜLİLLAH MÜSLÜMANIM diyor öyleyse yaşayacak. Senin dinin sana, benim dinim bana ayeti zaten KAFİRUN suresinde geçer yani bu da yola gelmez kafirler için kullanılmış bir ibaredir.

15 Mart 2012 Perşembe

Biz Hala Konforlu, Sıcak Evimizdeyiz Ya Başkaları?...


İlk defa bir habere karşısında bu kadar acı hissettim, suçluluk hissettim!
26 yaşındaki anne çocukları üşüyor. Elindeki 6 lira ile odun almaya gidiyor… Araba lastiğini kesip yakmaya çalışıyor olmuyor… Oğlunun eline ısınması için saç kurutma makinasını verip yan odada kendini asıyor. 2 çocuk, biri yedi aylık! Masum her şeyden habersiz uyuyor…

Bu olaydan hepimiz sorumluyuz! Tüm Türkiye hatta tüm dünya! Ve belki bu olayın benzerleri yaşanıyor pek çok yerde! Biz ise keyfimizde sefamızdayız. Kaloriferli evlerimizde, kablosuz internetimizden bloglarımızı güncelliyoruz……..

Allah affeder bu anneyi inşallah. Ben affedeceğini ümit ediyorum. Evet intihar affı olmayan bir suçtur ama ben o esnada o gencecik annenin bir kriz anı yaşadığını, aklının başında olmadığını düşünüyorum! Aklı başında olmayanın ise günahı olmaz güzel dinimizde. Başka türlüsü olmaz zaten! Sana muhtaç iki çocuk, soğuk ev, üç gündür yemek pişmemiş, elde var altı lira! Rabbim taksiratını affetsin! Evlatlarına hayırlı bir gelecek nasip etsin inşallah!

BEN NE YAPABİLİRİM Kİ? mi diyoruz? Evet belki direkt o anneye ulaşamazdık, ondan haberdar olmazdık ama onun benzerlerine ulaşabiliriz! Ve Allah bize sorar ahrette SOĞUKTAN AĞLAYAN BEBEKLER VARKEN SEN EVİNİ DEKOR ETMENİN PEŞİNDEYDİN diye…. Hesabımız zor hem de çooook zor!

Sadaka, sadaka, sadaka! Bol bol, çok çok, canımızı acıtasıya vermemiz lazım! Nefsimize ağır gelmesi lazım! Kendimizi zorlaya zorlaya vermemiz lazım. İçimizden bir sesin BU KADAR ÇOK VERME! diye çırpınması lazım! Belki ihtiyaçlarımızdan vazgeçercesine vermemiz lazım! …. Ki o zaman belki hesabımız az biraz kolaylaşır…

Bu hadiseden hepimiz tek tek sorumluyuz! Kimse kendini masum hissetmesin!

9 Mart 2012 Cuma

Ne Okuyorum?


Annemin tavsiyesi üzerine okumaya başladığım kitabın kapağı sanki 60-70 yıl öncesinden kalmış gibi. Kitabın arkasında 20.000 TL etiketini görünce " 20 tl olduğuna göre yeni baskı bir kitapmış yaw?" diye düşündüm. Tabi bir de bol sıfırlı mazi geldi aklıma :)

Bir otobiyografi, yaşanmış bir hayat öyküsü bizzat yaşayanın ağzından...Başta Osmanlı'ya tam bağlı bir çocuk olan Şevket Süreyya Aydemir, sonrasında tam Türk Milliyetçisi oluyor, TURAN ülküsü peşinde koşmaya başlıyor. Ben şimdi o kısımdayım. İleride Moskova'ya gidecek ve solcu olacakmış ama olsun n'palaım :). Bir devrin canlı şahidi olması açısından güzel ve akıcı bir kitap.

480 sayfa olan kitabın 120. sayfasındayım. Biraz kalınca bir kitap ama hızlı ilerliyor, tabi okuyunca :)