17 Ağustos 2011 Çarşamba

Konuştuğumuz Türkçe mi O da Ayrı Bir Konu...



Türkçe ile ilgili ahkam kesmek, değerlendirme yapmak gibi akademik bir birikimim yok ama sıradan bir vatandaş olarak söyleyecek sözüm var elbette! İnsanların kullandıkları kelimeler ölçüsünde düşünme yeteneklerinin geliştiğini, duygu dünyalarının inceldiğini, yaşamda farkındalıklarının arttığını savunan biriyim. Dil kültür ayrılmaz bir parça. Din de bizim kültürümüzün ayrılmaz parçası elbette. E öyleyse dilimizi bozarak kültürümüzden hatta dinimizden de uzaklaşıyoruz. Maddeler halinde asabımı bozanlar:

1) Türkçe karşılığı varken yabancı kelime kullanmak: Bunu özentiden midir, medya aracılığıyla yapılan telkinlerden midir nedir çoğumuz yapıyoruz. Kendini MODERN, ÇAĞDAŞ addedenler ise nedense daha çok yapıyor? Ne kadar gavurca o kadar İLERİ! Ne kadar eski Türkçe o kadar GERİ! Zaten gericilik yaftası yapışmış bize bir kere... bir GERİCİLİK etiketi de dilden yana yiyelim n'olmuş...
Benim de kullandığım ama ağzımdan çıkıp kulağımla işitirken rahatsız olduğum bazı kelimeler: full, online, mouse, orjinal vb. İnşallah bu tür kelimelerden kurtulurum/ kurtuluruz! Kendi dilimizde konuşmak varken nedir bu gavurcaya özenti bilmiyorum...



2) Türkçe kelimeleri garip şekillerde yazmak. Türkçenin yazıldığı gibi okunduğunu kavrayamayan bu kişiler için söylenecek tek şey ÖZENTİ olduklarıdır. Ergenlik çağının verdiği farklı olmak çabasını ne yazık ki dilimizi bozarak sergiliyorlar. Kendilerini Türkçeyi katlederek havalı zannedenler, benim gözümde ve benim gibi düşünenlerin gözünde aslında ne kadar zavallı ve acınacak halde olduklarını bir bilseler öyle abuk subuk yazmaya tövbe ederler heralde! ÖRNEK: Büshra, Efendy



3) Yabancı kelimeli markalar, tabelalar, abur cuburlar! Hepsine karşıyım! Hele hele Ülker gibi yerli ve değerlerimize saygılı firmalar bile bunu yapıyor ya iyice sinirleniyorum. Örnek: Hobby Çikolata, Coco Star Çikolata, Sunny İçecek.

Gül gibi dilimiz varken bunlara ne gerek var? Mesela yine Ülker'in çok hoşuma giden gayet bizden abur cubur isimleri şöyle: Altın Hasat, İkram, Hanımeller, Canpare ( Favorim CANPARE! Bu arada favori de Türkçe değil ama bakın işte kullanıverdim! İşte şikayetçi olduğum da bu! Ben kendimce dil konusunda bilinçli olmaya çalışmama rağmen o kadar yerleşmişki bize...)

Konu ile ilgili alın bir de duvar yazısı:
YES abi, Türkçeyi korumam kanununa benden de OKEY!

Güleriz ağlanacak halimize...



Hz. Peygamber kılık kıyafet olarak, hal tavır olarak gayr-i müslimlere benzemekten men etmiştir biz Müslümanları. Neden? Çünkü onlar gibi giyindikçe, konuştukça, yiyip içip eğlendikçe bir süre sonra bakarız kim gavur kim Müslüman belli değil. Çünkü kültür bir bütündür! Kültürün içinde dil, din, giyim, yemek, eğlence hepsinin kendine has özellikleri vardır.

Çook eskilerden bir şarkı vardı. Galiba Grup Vitamin:
"Türkçe konuş anlamıyom çok gücüme gidiyor
Konuştuğumuz Türkçe mi o da ayrı bir konu
Düşündükçe taşındıkça komiğime gidiyor" du hatırladığım kadarıyla. Demek yeni değil bu yozlaşma


NOT: Yazıma resim koymak için araştırırken "TÜRKÇE KONUŞ!" diye hazırlanmış görsellere de ulaştım. Bence herkes Türkçe konuşmak zorunda değil, kim hangi dili istiyorsa konuşsun. Hatta dilimizi bozan gavurca meraklıları o çok özendikleri İngilizceyi konuşsun! Ama Türkçe konuşacaklarsa da adam gibi, eğmeden bükmeden, kırmadan dökmeden konuşsunlar! Bilmem anlatabildim mi?

Daha da yazasım var da müsait zamanda devam ederim belki bu konuya.

Hiç yorum yok: