27 Haziran 2011 Pazartesi

Evden Bir Süre Uzaklaşmak


Tebdil-i mekanda ferahlık vardır sözü gerçekten çok doğru. Zaten isabetli bir tespit olmasaydı bugünlere kadar ulaşamazdı bu söz, söylendiği yerde kalırdı. Benim için pek bir cazibesi olmayan KOCANIN MEMLEKETİNE GİTMEK türünden bir tatil geçirdimse de şikâyetçi değilim. Hatta güzeldi, değişiklik oldu. Bana bir de şöyle bir olumlu etkisi oldu kj; evimi özledim! Evde oturasım, iş-güç, pasta-börek yapasım var acayip. Yani evime bağlılığımı arttırdı bu evden uzaklaşma . Anladım ki aslında benim güzel bir evim ve yaşamım var çok şükür. EVİM GÜZEL EVİM… (Ama beni ne kadar idare eder bu tatil bilemiyorum, garanti veremiyorum…)

Bireysel takılmayı seven birisiyim. Ondan dolayı 2-3 günden sonra akraba ortamlarından sıkılıyorum. Ben canı isteyince bir şeyler atıştıran, kafasına esince kitap okuyan, eşyalarını evin her köşesine yayıp ancak keyfi gelirse onları toparlayan birisiyim. Ama bunları kalabalık akraba ortamında yapmak çok zor hatta imkânsız. Çünkü kalabalık aile ortamında her şey birlikte yapılıyor. Her hareketinden herkes haberdar oluyor. Canın bir köşede, boş boş bakarak oturmak istese çevrendekiler senin KÜSTÜĞÜNÜ sanabilir mesela. Zaten öyle boş boş oturmalık veya kitap okumalık ortam yok ki cumbur cokuş, kalabalık, geniş ailede. Sağolsun kayınvalidem ve diğer akrabalar benden EVİN GELİNİ olarak iş- güç yapmamı beklemiyorlar. Ama belirttiğim gibi her şeyi koro halinde yapmak bile bir süre sonra beni bunaltmaya yetiyor.

Anneliğe de belki bu yüzden tam alışamadım. Bireysel değilim artık. Bir de yanımda hiç ayırmadığım yegâne aksesuarım var; oğlum! Çanta gibi, cep telefonu gibi bir şey benim için artık o. İşin zor yanı onlar gibi cansız ve ruhsuz değil!

Anneliğin fedakârlık istemesi bu belki de.

Hiç yorum yok: