25 Mart 2009 Çarşamba

Mutluluk ? & ! % ...


İnsanı mutlu eden nedir? Mutluluk, huzur nasıl bir haldir?
Yemek yapmak insanı mutlu eder mi? EVET BENİ MUTLU EDİYOR. Peki yemek yapmak insanı mutsuz eder mi? YİNE EVET BENİ MUTSUZ DA EDİYOR.

Uzmanlar insanı mutlu eden şeyleri açıkladı tatataam.... Böyle genel şeyler yoktur varsa bile çok azdır. Birşeyin insanı mutlu edip etmemesinde önemli olan ONA YÜKLEDİĞİ ANLAMDIR.

Yemek yapmak beni ( bazen) mutlu ediyor, çünkü: görevimi yaptığımı hissediyorum bu da içime huzur veriyor; şu hayatta ben de aha bunu yaptım diyebileceğim somut birşey ortaya çıkmış oluyor...

Yemek yapmak beni ( bazen) mutsuz ediyor, çünkü: Kendimi hizmetçi gibi hissediyorum kendi kendime ve eşime şunu soruyorum " Allah beni yemek yapsın, temizlik yapsın diye mi yarattı? Bu mu yani hayattaki gayem?"... Zaten bu modda olduğum zamanlar yemek yapmıyorum :)))

İki gündür mutlu modumdayım hatta bu gün ilk defa kurabiye yaptım, o kadar ki mutluyum yani :))

Manisa'da çektiğim bu resmi eklemişken bu mahalde bir örnek daha vereyim. Yılmaz bir kadın hakları savunucusu olarak hep şöyle düşünürdüm "Yazık şu kadınlara yaa kırk yılın başı bir pikniğe gitmişler orda bile hamur açıyolar, yok bulaşık yıkıyorlar, bir kafalarını kaldırıp etraflarına bakamıyorlar..." Bir gün arkadaşım bana dedi ki " Ama benim annem o halinden çok memnun, hiç şikayeti yok." TRİNK! Ben de jeton düştü. Hiç öyle düşünmemeiştim. Yukarıda anlattığımla aynı mantık. Benim için o iş bir DERT, ANGARYA ama o kadın için belki gayetten de ZEVKLİ. E öyleyse, eğer ki o kadın halinden memnunsa bize laf düşmez, Allah memnuniyetini arttırsın, nasıl mutluysa öyle yaşasın herkes!

8 Şubat 2009 Pazar

YAMAN ÇELİŞKİ ! ! !


Normal hayatında o veya bu şekilde örtülü olan bir kişinin öncelikle kendi kına ve düğünü başta olmak üzere bilumum akraba düğününde açılmasının mantığını anlayabilmiş değilim. Bence bunun yapılmasının sebepleri şunlar:

1- "İÇİMDE KALDI" SENDROMU: Bu kimseler onun bunun demesiyle, yani dıştan gelen emirlerle başlarını ARAŞTIRMADAN, BİLİNÇSİZCE, örtmüş ve akabinde bu örtme hadisesini İÇSELLEŞTİREMEMİŞ, SİNDİREMEMİŞ kimselerdir. İlkokul 5'i bitirip başımı örttüm ve Allah'a sonsuz şükürler olsun ki hiç bir şey de İÇİMDE KALMADI!

2- "AÇIK DAHA GÜZEL OLUYOR" SENDROMU: Eğer başını açan gariban kızımızın gerekçesi bu ise öncelikle biraz daha dikkatli bakmasını öneririm. Benim blogumda da gördüğünüz üzere gayet güzel, gayet hoş modeller var eşarp için. Hatta saça kıyasla daha geniş seçenekler var.

Ayrıca eşarp yüzü çevrelediği için yüz hatlarını ortaya çıkarır ve bu da yüz güzelliğini belirginleştirir.

Ve yine ayrıca başörtüsü asillik, saflık ve vakur bir duruş katar ki bu özellikler gelinlere ve genç kızlara çok yakışmaktadır.

Kısa bazı notlardan sonra şimdi gelelim esas mevzumuza niçin AÇIK DAHA GÜZEL OLUYOR gibi bir anlayış var? Bunun için bilinçaltına girmek gerekir ve tam burada karşımıza MEDYA çıkar. Görsel, yazılı, sözlü, yalancı, dolandırıcı, badana, boyacı, abartıcı, kandırıcı, kadın vücudunu sermayesi gören, İslam'a saldırıyı görevi bilen medya! İşte bizim gariban kızcağımız da bu medyanın reklam ve dizilerle dayattığı GÜZEL KADIN tipinin benimsemiştir içten içe. Her ne kadar kendisi örtülü de olsa hep bunun gizli çelişkisiyle yaşamaktadır. Ondandır düğünde dernekten AÇILIP SAÇILMA MERAKI!



Normal bir günde dışarı başı açık olarak çıksan sana insanların dikkatle bakma ihtimalleri çok azdır, belki az bir günahla evine geri dönebilirsin AMMA düğün gibi bir ortamda oraya toplanan 200-400 kişinin gözü senin üzerindedir, başrol oyuncusu sensindir ayrıca süslü püslüsündür, AÇIKSINDIR... Normal bir günde dışarı çıkmayla düğün günü açılmanın arasındaki günah oranını var sen hesapla...


Zeka küpü kızlarımız Cerrahpaşa Tıp Fakültesi son sınıftan bu uğurda atılırken, onlarca öğretmen bunun mücadelesini senelerce verdikten sonra işsiz kalırken, üniversite kapılarında belki artık alışılmış hale gelmiş olsa da hergün bu acı binlerce kızımız tarafından çekilirken sen nasıl BİR KERE DÜĞÜNÜM OLUYOR, AÇICAM BAŞIMI gibi saçma sapan, anlamsız, alt yapısız, gereksiz, insanı çıldırtan bir cümle kurabilirsin!!!



Normalde örtülü olup da ( yani dışarıdan öyle görünen ama aslında bunu sindirememiş olan) düğünde açılanlar aşağılık kompleksi olan kimselerdir, kendileriyle barışık değillerdir, kendilerini millete gösterme ve beğendirme çabası içindedirler, en iyi ihtimalle cahillerdir ( burada kasteddiğim cahillik okul cahilliği değil, dinini bilmeme cahilliği).

Biraz sert bir üslup kullandım ama içimden geçenler bu şekilde. Ben lisede, üniversite kah kaçarak kah perukla ( ama asla bunu da kabullenmeyerek) yaşam mücadelesi verirken, meydanlara toplanıp sloganlar atarken birilerinin keyiflerine keyif katmak için başörtüsünü AÇIVERMESİNİ ka-bul-e-de-mi-yo-ruuummm!!!

Bu iş bu kadar ucuz, bu kadar basit olmamalı!

9 Ocak 2009 Cuma

Kolaymış gibi gösterme hastalığı!!!


Özellikle İslâmî Tebliğ yapmak isteyen kesimde ısrarlı bir vurgu var: Oruç tutmak çok kolaydır, Oruç vücudu hiç etkilemez vb.
Niye bu toz pembe yalanı söyleme ihtiyacı duyuyorlar, niye açıkça "Oruç tutmak çok da kolay değildir, özellikle bünyeniz zayıfsa halsiz düşebilirsniz, kan şekeriniz düşer başınız dönebilir amma tüm bu zorluklara rağmen bir Müslüman olarak Oruç tutmak bizim vazifemizdir." demiyorlar? Herşeyin laytlaşmaya başladığı çağımızda, layt islam dedikleri bu mu acaba?

Evet oruç tutmak beni etkiliyor, halsiz bırakıyor ama ben bunu RAbbimin emri olduğu için ısrarla ve ısrarla tutuyorum. İlerde çocuğum oluncada inşallah onu ilkokul 5 ten itibaren tam olarak oruç tutması konusunda eğiteceğim. İsterse yorgun düşsün, isterse gözü kararsın!

Orucun mükafatını Allah verecektir, diyoruz, Oruçlular Cennete Reyyan kapısından girecektir. diyoruz, bu kadar kolay olsa bu mükafatlar niye bu kadar büyük olsun.

Aynı şey hatta daha da fazlasıyla NAMAZ içinde geçerli. Namaz kılmak kolaydır mı acaba?

Bence namaz kılmaz zordur, onun için her yiğidin harcı değildir. Herkes müslümanım diye gezer ama namaz kılan azdır, hakkını vererek kılan ise daha da azdır. Hele sabah namazları... Bunun için SABIRLA NAMAZA DEVAM EDİN diye ayet-i kerime vardır. Bunun için Hz. Peygamber GÖZÜMÜN NURU NAMAZ demiştir. Nefisle mücadele açısından namaz, oruçtan daha zordur. Günde beş kez kendini abdest ve namaz için ikna etmen, içinden gelen nefsanÎ ve şeytanî bahanelere yılmadan cevap vermen gerekmektedir.


Biz niye hep kolay bir din sunmak istiyoruz??? Kolay olan açıklık saçıklıktır, kolay olan yalan söylemektir, kolay olan dedikodu yapmaktır, kolay olan faize para yatırmaktır... Allah bizden zor olanı başarmamızı istiyor, ve buna mukabil bir ücretle bizi ödüllendireceğini söylüyor. O kadar kolay yaşanan bir dinin ödülü sonsuz cennet olabilir mi?

Yani biz KOLAY, AYY ÇOK KOLAYYY diyerek milleti mi kandırmaya çalışıyoruz, İslamı yaşamak hem çok kolaydır, hem de çok zordur.

Nefse, emirlerini dinletmek işin zor kısmı, İslama uygun hareket etmenin verdiği huzur ise hayatı yaşanabilir kılan tek duygu.

7 Ocak 2009 Çarşamba

İnsan davranışlarında yaş mı ortam mı daha etkili acaba?


Geçen Fakültedeyken günlük halimizin kameraya çekilmiş kısa görüntülerini izledim. O ne şen şakraklık öyle... Şimdi nedense o kadar gülmüyorum? İşte soru burada başlıyor...

a) gülecek bir olay olmuyor da ondan mı gülmüyorum acaba?? ( peki o zaman gülecek olay mı çoktu, yoksa bu olayları zihnimizde biz mi oluşturuyorduk??)

b) Hayatta sorumluluklarımız artınca daha bir düşünceli daha bir durgun mu olduk?

c) göreve başlamanın veya evlenmenin farkına varamadığımız manevî bir kısıtlayıcılığı mı var? ( Hani mahalle baskısı kabilinden)

d) Yaşın ilerlemesi ile gerçekleşen bir halet-i ruhiye mi?

d) Yoksa gülüşecek arkadaş mı yok???

belki de bunların hepsi geçerli... burada ortaokul- lise dönemlerindeki ergenlik psikolojisinden bahsetmiyorum. O ayrı bir kategori ve gelip geçici zaten. Üniversitedeki aklı başında ama şenşakrak halimizden bahsediyorum. Acaba bunun korunması mümkün olabilirmiydi??? Veya halen mümkün mü?

pekkiiii gülmek çok mu iyi bir fiil? Hz. Peygamberin hiç kahkaha atmadığını dikkate alırsak, ama sürekli tebessüm ettiğini de...

Gülmek kalbi katılaştırır mı peki? Özellikle ergenlik çağında bunu duymak hiç hoşuma gitmezdi. Halen de o çağdakilerin (böyle birşey varsa bile) bundan muaf olduğunu düşünürüm.

----------

ve gülümse şimdi ve gülümse şimdi