9 Ağustos 2008 Cumartesi

Küresel Isınma, İsraf ve Biz -Kendini Müslüman Olarak Adlandıranlar-


Küresel ısınma diye bas bas bağırılıyor. Ama hala çoğu insan anlamamakta direniyor. Hala düşüncesizce, bencilce ve en önemlisi kulluk bilincine aykırı davranışlar devam ediyor. Öncelikle şuan hepimiz, tüketim çılgınlığı içinde bulunduğumuzun ve fazlasıyla israf ettiğimizin bilincinde olmalıyız. Önce bu vakıayı tespit ve kabul etmeliyiz ki bir sonraki aşamaya geçebilelim. ‘İsraf’tan benim anladığım hadisenin para boyutu değil; ELDE BULUNAN MADDELERİ GEREĞİ DIŞINDA HARCAMAK.


Bu ‘maddeler’ kapsamına pek çok şey girebilir. Günlük hayatımdan örnek vereyim. Kağıt mendili genelde ikiye bölüp kullanırım, peçeteyi ve tuvalet kağıdını da en az şekilde kullanırım, kağıt havluyu ise hiç kullanmam. Bir tarafı boş olan kağıtları atmaya kıyamam. Odamı temizlediğimde çıkan kağıtları mutlaka bir poşet içerisine biriktirip çöpün kenarına koyarım ve bu poşeti KAĞIT TOPLAYAN birilerinin bulması için dua ederim. Çünkü ne yazık ki ülkemizde benim gibi geri dönüşüm hayalleri içinde olanların ihtiyacını karşılayacak bir sistem henüz mevcut değil. Bazı çalışmalar var ama çok yetersiz.


Su ve elektrik kullanımı için de elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Ben ekstra bir şeyler tükettiğimde huzursuz oluyorum, vicdan azabı çekiyorum. Hatta bununla da kalmayıp çevremde israf edenleri gördükçe aynı sıkıntıyı duyuyorum. Mesela bir lokantaya gittiniz özellikle bayan müşteriler 5-10 civarı peçete kullanıyorlar. O zaman düşünüyorum acaba bedava olmasının da bu israfta bir etkisi var mı? Elbette vardır ama tek sebep para değil. Çünkü aynı bayan evinde de 2-5 arası peçete kullanıyordur yine. Ben gönül rahatlığı ile evde veya başka yerde kullandığım peçete sayısı arasında fark olmadığını söyleyebilirim. Bunun da iki nedeni var;
1- Peçete kendi başına israf edilmemesi gereken bir maddedir.
2- Burada kullandığım peçetenin parası benden çıkmasa bile, burayı işletenlerin cebinden çıkmaktadır, sonuçta ülkemden çıkmaktadır.

Hiç yorum yok: